Sarsıntı |TA|

“Bazen kendi varoluşumuzda hapsolmuş gibi hissederiz. Bunun nedeni evimiz, arabamız filan değil, kendimizizdir; dünya görüşümüz, bakışımız, inançlarımızdır. İşte bunların sarsılması gerekir.” Stacie Passon (Yönetmen)

Sarsıntı, tanıdık bir hikayeyi cesaretli ama yumuşacık bir tonla anlatıyor. Evliliğin ateşini hayatta tutabilmenin yollarını; eskiyen bir aşkın, tükenmekte olan arzunun gölgesinde hayatın anlamını arıyor. Abby kırklarında, evli ve çocuklu lezbiyen bir kadın. Günlerden bir gün kafasına oğlunun beyzbol topunun çarpmasıyla geçirdiği sarsıntı, sanki hayatını da değiştirmeye başlıyor.

Abby bir yandan Manhattan’da aldığı bir daireyi renove etmeye devam ederken, bir fahişeye gidiyor, sonra bir başkasına gidiyor ve bir süre sonra kendisi kadın müşterilere hizmet veren bir fahişe olarak çalışmaya başlıyor. Sarsıntı, tüm karmaşası ve rengiyle arzuya bakarken, yaşama sevincini ve ihtiyaç duyduğumuz bağları ararken hissettiğimiz çekingenliğe dair küçük itiraflarda bulunuyor. Hayatın o bildiğimiz, kaçınılmaz sorularına cevap vermeye çalışmaktansa, fiziksel ve ruhsal uyanışlar için çıkılan korumasız yolculuklara bir saygı duruşunda bulunuyor.

0 yorum: